Ünlü Ruh Hastaları
Vampirist Forum :: Felsefe :: Psikoloji
1 sayfadaki 1 sayfası
Ünlü Ruh Hastaları
İnsanlık tarihi, ileri düzeydeki yaratıcılık ile ruh hastalığının çoğu zaman el ele gittiğini gösteriyor. Yaşamımıza renk katan ve dünyamızı değiştiren birçok ünlü isim, şizofreni, depresyon ve birden fazla kişilik gibi ruh hastalıklarıyla boğuştu.
ABD'li ünlü siyasi mizah yazarı Art Buchwald, yaşamında iki kez depresyon geçirdiğini açıklayarak, karanlık kalmış bir sayfanın açılmasına yardımcı oldu. Buchwald, hayatın çok zor koşullarından gelerek başarıya ulaşmayı sindirebilmenin bir mücadele olduğunu ve bu nedenle birçok ünlü kişinin sürekli terapi gördüğünü belirtti.
Tarihe adını altın harflerle yazdıran ruh hastalarının başında ‘‘Ruhçözüm-lemenin Babası’’ Sigmund Freud geliyor. Kimse, Freud'un bu yönüne eğilmezken, seks ve para, psikiyatride devrim yapan doktor için birer saplantı halindeydi. Freud, sevdiği bir kadına 900 mektup yazdı. Freud, sık sık derin depresyona giriyordu. Freud'un kafasının içindeki kasırga, onu insan davranışlarını anlamaya sürükledi. ‘‘Odipus Kompleksi’’, ‘‘Rüya Teorisi’’ ve ‘‘Bilinç’’ tezleriyle dünyanın insana ilişkin anlayışını değiştirdi. Ama, aynen bazı hastaları gibi Sigmund Freud da depresif bir kişiliğe sahipti.
Bir pop ikonu haline gelen Marilyn Monroe, kronik depresyon yüzünden sürekli psikiyatrist denetimindeydi. Doktorların verdiği ilaçları alkolle birlikte alıyordu. Ünlü yıldız, giderek dengesiz hale geliyordu. Son filminin çekimi sırasında işinden kovuldu. Monroe, bir süre akıl hastanesinde tedavi gördü. Ancak, aslında bir esmer ve asıl adı ''Norma Jean'' olan Monroe, üzerinde ağırlaşan hayat yükünden 36 yaşında intihar ederek kurtulmayı tercih etti.
‘‘ABD'nin en çok sevilen Başkanı’’ Abraham Lincoln de yaşamı boyunca sık sık depresyona girdi. Lincoln, bunalımlar sırasında mide sancıları çeker ve gözleri yanardı. Kendi ifadesine göre, ilk aşkı Ann Rutledge öldükten sonra, ‘‘bir çılgın’’ haline geldi. Aynı dönemde, intihar etmesin diye sürekli dostlarının gözetiminde kaldı. Lincoln, bunalımlarından, hukuk ve siyaset ile ilgilenerek kurtulmaya çalıştı. Abraham Lincoln, köleliği kaldıran başkan olarak tarihe geçti.
Tolstoy Manik Depresifti
Leo Tolstoy da bir manik depresifti. Sürekli intiharı düşünürdü. Tolstoy, dine sarılarak rahatlama yolunu seçti. ‘‘Savaş ve Barış’’ ve ‘‘Anna Karenina’’ gibi klasiklerin yazarı, bir dostuna yazdığı mektupta, ‘‘Hayatta mutluluk diye bir şey yok, sadece bazen görünür gibi oluyor, o kadarcık’’ diyordu.
Ünlü ressam Georgia O'Keefe de depresifdi. 30 yaşına kadar boyadığı tüm tabloları bir gün yaktı. Kocası, kendisinden 40 yaş genç bir kadınla kaçınca akıl hastanesine konuldu. O'Keefe, hastaneden çıktıktan sonra ABD'nin en güzel doğa manzaralarını yaptı.
Ünlü fizikçi Isaac Newton bir şizofrendi. O dönemde kimse Newton'un neden çılgın biri olduğunu tam anlayamadı. Çılgın Newton, yerçekimi yasalarını ortaya çıkardı. Hastalık hastasıydı ve annesine bile saldırmıştı. Zaman zaman depresyona da girerdi. Yemeden içmeden kesilir uyku uyuyamazdı.
ABD'nin en ünlü komedyenlerinden Roseanne ''çok kişilikli'' bir yapıya sahip. Roseanne, daha bir çocuk iken, ailesinde cinsel tecavüze uğradı ve sürekli kötü muamelenin hedefi oldu. Roseanne, hala sık sık depresyona giriyor ve çeşitli saplantıları var. Kazandığı parayı terapsitlerine veriyor. Roseanne'nin, dayanılmaz ve trajik tecrübeleriyle baş edebilmek işin ''çok kişilik'' geliştirdiği belirtiliyor.
UZUN BİR LİSTE
Depresif oldukları bilinen diğer bazı ünlü isimler şunlar:
SANATÇILAR Vincent Van Gogh, Mikelanj, Mark Rothko
YAZARLAR William Faulkner, F. Scott Fitzgerald, Joseph Conrad, Tennesee Williams, Eugene O'Neill, Virginia Wolf
MÜZİSYENLER İrving Berlin, Sting, Eric Clapton, Ray Charles, Kurt Cobain (intihar etti), Hector Berlioz, Sherly Crow
BİLİM ADAMLARI Buzz Aldrin, Steven Hawking, Karl Paul Link, Salvador Luria
ABD'li ünlü siyasi mizah yazarı Art Buchwald, yaşamında iki kez depresyon geçirdiğini açıklayarak, karanlık kalmış bir sayfanın açılmasına yardımcı oldu. Buchwald, hayatın çok zor koşullarından gelerek başarıya ulaşmayı sindirebilmenin bir mücadele olduğunu ve bu nedenle birçok ünlü kişinin sürekli terapi gördüğünü belirtti.
Tarihe adını altın harflerle yazdıran ruh hastalarının başında ‘‘Ruhçözüm-lemenin Babası’’ Sigmund Freud geliyor. Kimse, Freud'un bu yönüne eğilmezken, seks ve para, psikiyatride devrim yapan doktor için birer saplantı halindeydi. Freud, sevdiği bir kadına 900 mektup yazdı. Freud, sık sık derin depresyona giriyordu. Freud'un kafasının içindeki kasırga, onu insan davranışlarını anlamaya sürükledi. ‘‘Odipus Kompleksi’’, ‘‘Rüya Teorisi’’ ve ‘‘Bilinç’’ tezleriyle dünyanın insana ilişkin anlayışını değiştirdi. Ama, aynen bazı hastaları gibi Sigmund Freud da depresif bir kişiliğe sahipti.
Bir pop ikonu haline gelen Marilyn Monroe, kronik depresyon yüzünden sürekli psikiyatrist denetimindeydi. Doktorların verdiği ilaçları alkolle birlikte alıyordu. Ünlü yıldız, giderek dengesiz hale geliyordu. Son filminin çekimi sırasında işinden kovuldu. Monroe, bir süre akıl hastanesinde tedavi gördü. Ancak, aslında bir esmer ve asıl adı ''Norma Jean'' olan Monroe, üzerinde ağırlaşan hayat yükünden 36 yaşında intihar ederek kurtulmayı tercih etti.
‘‘ABD'nin en çok sevilen Başkanı’’ Abraham Lincoln de yaşamı boyunca sık sık depresyona girdi. Lincoln, bunalımlar sırasında mide sancıları çeker ve gözleri yanardı. Kendi ifadesine göre, ilk aşkı Ann Rutledge öldükten sonra, ‘‘bir çılgın’’ haline geldi. Aynı dönemde, intihar etmesin diye sürekli dostlarının gözetiminde kaldı. Lincoln, bunalımlarından, hukuk ve siyaset ile ilgilenerek kurtulmaya çalıştı. Abraham Lincoln, köleliği kaldıran başkan olarak tarihe geçti.
Tolstoy Manik Depresifti
Leo Tolstoy da bir manik depresifti. Sürekli intiharı düşünürdü. Tolstoy, dine sarılarak rahatlama yolunu seçti. ‘‘Savaş ve Barış’’ ve ‘‘Anna Karenina’’ gibi klasiklerin yazarı, bir dostuna yazdığı mektupta, ‘‘Hayatta mutluluk diye bir şey yok, sadece bazen görünür gibi oluyor, o kadarcık’’ diyordu.
Ünlü ressam Georgia O'Keefe de depresifdi. 30 yaşına kadar boyadığı tüm tabloları bir gün yaktı. Kocası, kendisinden 40 yaş genç bir kadınla kaçınca akıl hastanesine konuldu. O'Keefe, hastaneden çıktıktan sonra ABD'nin en güzel doğa manzaralarını yaptı.
Ünlü fizikçi Isaac Newton bir şizofrendi. O dönemde kimse Newton'un neden çılgın biri olduğunu tam anlayamadı. Çılgın Newton, yerçekimi yasalarını ortaya çıkardı. Hastalık hastasıydı ve annesine bile saldırmıştı. Zaman zaman depresyona da girerdi. Yemeden içmeden kesilir uyku uyuyamazdı.
ABD'nin en ünlü komedyenlerinden Roseanne ''çok kişilikli'' bir yapıya sahip. Roseanne, daha bir çocuk iken, ailesinde cinsel tecavüze uğradı ve sürekli kötü muamelenin hedefi oldu. Roseanne, hala sık sık depresyona giriyor ve çeşitli saplantıları var. Kazandığı parayı terapsitlerine veriyor. Roseanne'nin, dayanılmaz ve trajik tecrübeleriyle baş edebilmek işin ''çok kişilik'' geliştirdiği belirtiliyor.
UZUN BİR LİSTE
Depresif oldukları bilinen diğer bazı ünlü isimler şunlar:
SANATÇILAR Vincent Van Gogh, Mikelanj, Mark Rothko
YAZARLAR William Faulkner, F. Scott Fitzgerald, Joseph Conrad, Tennesee Williams, Eugene O'Neill, Virginia Wolf
MÜZİSYENLER İrving Berlin, Sting, Eric Clapton, Ray Charles, Kurt Cobain (intihar etti), Hector Berlioz, Sherly Crow
BİLİM ADAMLARI Buzz Aldrin, Steven Hawking, Karl Paul Link, Salvador Luria
heart of darkness- Moderator
- Klanı : Toreador
Mesaj Sayısı : 111
Kayıt tarihi : 14/08/09
Vampirist Forum :: Felsefe :: Psikoloji
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Çarş. Nis. 08, 2020 10:52 pm tarafından heart of darkness
» wampir mi dediniz ??? ben biliyorum !!!
Salı Eyl. 19, 2017 4:26 pm tarafından Karga
» YOKLAMA
Salı Eyl. 19, 2017 4:19 pm tarafından Karga
» Vampir Hastalığı(Porfiria)
Paz Mayıs 19, 2013 8:08 pm tarafından mannak_
» Sohbet bölümü
Paz Mayıs 19, 2013 2:58 pm tarafından mannak_